Bizim Tarihimiz

ÖZET

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Mardin, tarih boyunca içerisinde farklı inançlara mensup insanlar barındırmıştır. Günümüzde bu şehir, Hristiyanlar için büyük bir öneme sahiptir. Çünkü Mardin’de hem Katolik, hem Ortodoks hem de Protestan kiliseleri bulunmaktadır. Her birinin ayrı bir tarihi, ayrı kuruluş aşamaları vardır.

Bizim araştırma konumuz olan Mardin Protestan Kilisesi ABCFM Teşkilatı’nın çalışmaları doğrultusunda kurulmuş olan ve kurulduğu dönemden itibaren birçok Protestan kilisesi inşa ettiren, aynı şekilde Mardin Protestan Kilisesi’ni de inşa eden ABCFM Teşkilatı’nı ele aldık. Bu heyetin kuruluşu, Osmanlı’ya gelişi, Mardin’e gelişi ve kilisenin kuruluşu ele alındı. İkinci bölümde ise kilisenin tekrar açılması ve günümüzdeki durumu ele alındı.

Birinci bölümdeki bilgilere kaynak olarak, daha önce yazılmış makaleleri ve ‘The Missionary Herald’ dergilerini aldık. Dil probleminden dolayı kilisenin açık olduğu dönem hakkında derinlere inemedik. İkinci bölüm ise kilise pastörü ile yaptığımız röportajlar, kilise mensupları ile yapılan görüşmeler ve bizzat ibadetlere katılarak yapılan izlenimler doğrultusunda yazıldı.

Asıl konumuz olan Mardin Protestan Kilisesi ve tarihine geçmeden önce Protestanlık hakkında özet bir bilgi vermeyi uygun bulduk.

 

BİRİNCİ BÖLÜM

ABCFM TEŞKİLATI VE MARDİN PROTESTAN KİLİSESİ’NİN KURULMASI

1.1.Protestanlık

Protestanlık Hristiyanlığın üç önemli mezhebinden bir tanesidir. 1054 yılında Hristiyanlar ikiye bölündü: İstanbul merkezli Doğu Kilisesi(Ortodoks) ve Roma merkezli Batı Kilisesi(Katolik). Protestanlık, 16. yüzyıl Reformunda Batı Kilisesinden doğan bir mezheptir. 1517 yılında Martin Luther, Wittenberg Kilisesi’ne Papa ve ruhbanların kullandıkları yetkileri ile birlikte Endüljans uygulamalarını eleştirdiği 95 maddelik tezini asması bu reformun başlangıcı olmuştur.[1] Bu gelişmeler sonucunda 1529 yılında Spire’de bir toplantı düzenlenmiş, alınan kararlara karşı Luther ve taraftarları “Tanrı’nın şerefi veya ruhların selameti söz konusu olunca, herkes Tanrı’nın huzurundadır ve Tanrı’ya hesap verir” düşüncesi içerisinde “Koruyucu, günahtan kurtarıcı ve bir gün hakimimiz olacak yegane yaratıcı Tanrı önünde protesto ediyoruz. Tanrı’ya, kutsal söze, vicdanımıza ve Spire’deki son karara aykırı olarak önerilen hiçbir kararı benimsemiyoruz” diyerek itiraz etmişlerdir. Bunun üzerine Papa, Luther ve taraftarlarını aforoz etmiş, onları ‘itiraz edenler’ manasına gelen ‘Protestan’olarak adlandırmıştır.[2]

Protestanlık, Katolik mezhebine reaksiyoner olarak ortaya çıkmış bir mezhep olup diğer mezhepler ile temel farklılıkları vardır. Şu üç anlayış protestanlığın temelini oluşturur; sola fide(yalnızca iman), sola gratia(yalnızca lütuf), sola scriptura(yalnızca kutsal yazılar). Sola fide ilkesi kurtuluşun yalnız iman ile olacağını ifade eder. Katolik kilisesinin öne sürdüğü gibi kurtuluş için kilisenin ve kiliseyi temsil eden ruhban sınıfının aracılığına ihtiyaç yoktur. Kişi sadece iman ile aklanır, iman ise amellerle veya ibadetlerle gelen bir şey değil bizzat Tanrı’nın lütfudur. Bu, ikinci ilke olan sola gratiadır. Kilisede otorite ruhbanlar değil, yalnız kutsal yazılardır. Bu da sola scriptura ilkesidir.[3]

Bu üç temel esas çerçevesinde gelişen Protestanlığın diğer mezhepler ile olan farklarını şöyle sıralayabiliriz:

Tanrı adına yetki kullanan ruhban sınıfı kabul edilmez.

Tek otorite olarak kutsal yazılar kabul edilir.

Hz. Meryem’e son derece saygı gösterilir. Ancak Hz. Meryem ve azizlerin şefaatini kabul etmezler.

Ayin ve ibadetleri kendi dilleriyle yaparlar.

Kilisede resim ve heykel bulundurulmaz.

Anglikanlar hariç haç çıkarılmaz.

Kutsal kitapta temelinin bulunmadığı gerekçesiyle vaftiz ve evheristiya ayininden başka sakrament benimsenmez.

Araf ve ebedi cezaya inanılmaz.

Ruhban sınıfının da evlenme hakkına sahip olduğu kabul edilir.

Kilisenin de yanlış yapabileceği ve yanılabileceği ilke olarak benimsenir.[4]

1.2. Misyonerlik

Misyonerlik terimi Latince bir kelime olan ve ‘görev’ anlamına gelen ‘missio’ kökünden gelmektedir. Misyoner ise görevli olan kişi anlamına gelir. Hristiyanlıkta misyoner kavramı, Hristiyan inancını yaymak üzere yetiştirilen ve görevlendirilen kişiler için kullanılır. Bu kişilerin oluşturduğu harekete de ‘misyonerlik’ denilmiştir.[5] Hristiyanlar için misyonerliğin önemli bir yeri olmuştur. Misyonerlik Hz. İsa döneminden başlamıştır. Ancak 11. yüzyılda Hristiyanlığın iki mezhebe ayrılması misyonerlik faaliyetlerine hız kazandırmıştır. 13. yüzyılda faaliyet gösteren Katolik tarikatlar; Fransisken ve Dominiken, yine 16. yüzyılda faaaliyet gösteren Katolik tarikat Cizivitler misyoner gruplara örnektir.[6] Biz, konumuz itibariyle Protestan misyonerlik faaliyetleri yapan ABCFM adlı teşkilatı ele alacağız.

1.3.ABCFM Misyon Teşkilatı

Yukarıda Hristiyanlık için misyonerliğin öneminden ve bazı Katolik cemaatlerden bahsetmiştik. Daha sonra ortaya çıkan Protestan mezhebinin çalışmalarına baktığımız zaman aynı şekilde Protestanların da misyonerliğe önem verdiğini hatta yukarıda sözü geçen Katolik cemaatlere göre daha önemli noktalara ulaştığını görüyoruz. Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren Protestan misyonerler sadece kilise aracılığıyla değil hastane, okul gibi kurumlar inşa ederek insanlara ulaşmaya çalışmışlardır. Bu yönleriyle Osmanlı’da kendilerinden önce faaliyet gösteren Katolik misyonerleri, etkili olma noktasında geride bırakmışlardır.

Osmanlı topraklarında birçok Protestan misyoner teşkilatı faaliyet yapmış ancak bunlar arasında en çok etkiye sahip olup kendisinden söz ettiren teşkilat ‘American Board of Commisioners for Foreign Missions(Amerikan Dış Misyon Görevlileri Komisyonu )’ olmuştur. Kısaca ABCFM ya da BOARD olarak bilinen bu teşkilat 1810 yılında Amerika’nın Boston eyaletinde kurulmuştur. Bu teşkilat Kalvinci geleneği temsil eden Puritan akımın üç temsilcisinden biri olan Congregationalistler tarafından kurulmuştur. Hem kurulduğu dönemde hem de daha sonraki dönemlerde Amerika’da kurulan en büyük misyoner teşkilatlarındandır. 1868 yılında kendisi dışında 15 misyoner teşkilatın maddi yönden ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyor olması bunun göstergesidir.[7] Bu teşkilatın mali kaynağı, Amerika’daki Protestan kiliselerinin yaptığı bağışlardı. Bununla beraber kurulduğu dönemde Amerika ve İngiltere tarafından desteklenmiştir. Bu teşkilatın birçok bölgede yaptığı çalışmaların maddi ihtiyacı bu şekilde karşılanıyordu. Aynı şekilde Osmanlı’da yapılan çalışmalar için Amerika’daki Protestan kiliselerinden yüksek miktarda bağışlar alınmıştır.

Bu teşkilat hiyerarşik bir yapıya sahiptir ve teşkilattakiler yapılan bir seçim sonucu görev alır. Alınan görevleri kısaca belirtecek olursak;

Sekreter: Misyonun yönetiminden sorumlu kişidir.

Veznedar: Misyonun mali işlerinden sorumlu kişidir.

Müfettişler: İç denetimi sağlayan kişilerdir.

Mütevelliler: Misyon okullarının her türlü yönetiminden sorumlu ve genellikle Amerikalılar arasından seçilen kişilerdir.[8]

Misyonerlerin gittikleri yerlerde yaptıkları ilk iş, orayı keşfetmek olmuştur. Gittikleri yerin dilini, kültürünü, ihtiyaçlarını öğrenip ona göre hareket etmişlerdir. ABCFM Teşkilatı gittiği yerlerde istasyonlar kurmuştur. Bu istasyonlar kapsamında hastaneler, okullar, kiliseler inşa edilmiş ve buna önem verilmiştir. Bu şekilde daha geniş alanlara yayılmayı başarabilmişlerdir.

‘1896 yılına gelindiğinde dünyadaki Protestan misyoner teşkilatların sayısı 150’leri, çalışan misyoner sayısı 11574’ü bulmaktaydı ve bunlar tarafından 15 milyon dolara yakın harcama yapılmaktaydı. Amerikan misyoner teşkilatları bu rakamların %30-35’ini karşılıyordu. ABCFM Teşkilatı Amerikan misyoner teşkilatlarının en başta gelenlerindendi.’[9]

1.4.ABCFM’nin Osmanlı Devleti’ne Gelişi

Amerikan BOARD teşkilatından ilk misyonerler 1819 yılında Osmanlı’ya gelmiştir.[10] Yapılan keşiflerden sonra Osmanlı’da misyonerlik faaliyetleri yoğunlaşmış ve gelen misyoner sayısı artmıştır. 1820 yılının başlarında İzmir’e ayak basan Pliny FİSK ve Levi PARSON bu çalışmalara öncülük eden iki isimdir.[11] Gönderilen bu misyonerlere görev olarak; ülkenin hassas bir şekilde incelenmesi, yaşayan farklı ırkların karakterlerinin ve inançlarının incelenmesi olmuştur. ABCFM teşkilatı sekreterinin kitabında belirttiği üzere bu ilk misyonerlere şu talimat verilmiştir:

“O ülkede ve çevre ülkelerde yaşayan farklı kabile ve sınıfları ciddi bir dikkatle araştıracaksınız. Zihninizde her daim var olacak iki büyük soru şunlar olacak: Hangi iyi hayırlı iş yapılabilir ve nasıl? Yahudiler için neler yapılabilir? Müslümanlar için neler yapılabilir? Hristiyanlar için neler yapılabilir? Filistin’deki insanlar için neler yapılabilir? Mısır’dakiler, Suriye’dekiler, Ermenistan’dakiler ve sizin araştırmalarınızın uzanacağı diğer ülkelerdeki insanlar için neler yapılabilir?”[12]. Bu talimat, yapılan çalışmalarda nasıl bir yol izlendiğinin ifadesidir. 1820-1830 yılları arasında Osmanlı topraklarında geniş çaplı bir keşif yapılmıştır. Thebe’ye kadar Nil kıyıları, Filistin‘in tümü ve Suriye’nin büyük bir kısmı keşfedilmişti.[13] Aynı şekilde diğer bölgelerde de keşifler yapıldı. Bu keşifler doğrultusunda çalışmalara başlandı. ABCFM, Anadolu’yu üç misyon bölgesine ayırdı: Antep ve Maraş merkez istasyonu; Van, Erzurum, Harput, Bitlis ve Mardin Doğu misyonunu; İstanbul, Bursa, İzmir, Kayseri, Trabzon ve Merzifon Batı misyonunu oluşturmaktaydı. Bu keşifler ve organizasyonlara ek olarak 15 Kasım 1847’de Osmanlı devletindeki Protestanların ayrı bir dini cemaat olarak kabul edilmesi, ABCFM teşkilatının çalışmalarını hızlandırdı.[14]

1.5. ABCFM’nin Mardin’e Gelişi

ABCFM Teşkilatı üyeleri bu keşif sürecinde Mardin ve çevresine de uğramıştır. 1839 yılında Dr. Ashael Grand ve yolculuğunu bir kısmında ona eşlik eden Mr. Holmes Van, Diyarbakır, Mardin, Harput ve Musul’a keşif amacıyla yolculuk yapmıştır. Bu bilgi bize Mardin’e ilk gelen kişinin Dr. Grant olduğunu gösteriyor. Ancak Dr. Grant orada sürekli kalmamıştır. Dr. Grand oradaki insanlara iyi bir izlenim bırakmış ve gidilen her yerde yapıldığı gibi o bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda neler yapılabileceği öğrenmek için gözlemler yapmıştır. [15] Bu konuda fikirler öne sürmüş, raporlar göndermiştir. 1850 yılında aynı amaç ile Mardin’e Dr. Georege ve Dr. Dunmore adlı iki misyoner gelmiş, misyon çalışmalarını temelini atmaya çalışmıştır.[16] Bu süreçte ABCFM Teşkilatı raporlarına yansıyan ve dikkat çekilen noktalardan bir tanesi Mardin’de yaşayan Hristiyanların kendilerine incili anlatacak, yorumlayacak insanlar ihtiyaç duyduklarıdır. Protestan misyonerler dini inançları doğrultusunda buna önem vermişlerdir. İnsanlara İncil okuyup açıklamışlardır. Mardin’de özellikle Katolik din adamlarının oluşturmuş olduğu Protestanlara karşı önyargılar bu davranışları sayesinde kırılmıştır. Bununla birlikte Mardin’de Protestanlığı en çok benimseyenler Süryaniler olmuştur. 1858 yılında Mardin’den gönderilen bir raporda, Diyarbakır’dan Mardin’e gelen Şemmas Saliba, Katolik din adamlarının engellerine rağmen insanlara İncil anlattığı ve bunun insanlar tarafından güzel karşılandığı ifade ediliyor[17].

Ancak Mardin’e gelip ikamet eden ilk Amerikalı misyoner 1858 yılında Musul’dan gelen Frederick Williams’tır. Bu tarih aynı zamanda Mardin misyonunun kuruluşudur.[18] Bu misyon 1960 yılında Doğu Misyonu’na bağlanmıştır. Tüm misyon faaliyetlerinin merkezi bugünkü adı Diyarbakır Kapı olup o gün Meşkin olarak bilinen mahalleydi. Kurulan bu istasyon; eğitim kurumları, hastane, yetimhane, eczane ve misyonerlerin kalacakları mekânlardan oluşuyordu.[19] Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Mardin’deki Hristiyanlar kendilerine İncil anlatacak kişilere ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyaca yönelik birçok yerde yapıldığı gibi Mardin’de de papaz okulları açılmış ve yerli din adamları yetiştirilmiştir. Williams 1872’de ölmüştür. 1868’de eşi ile Mardin’e gelen Mr. Andrus burada önemli çalışmalar yapan ikinci isimdir. Mardin Misyonu önemli noktalara ulaşmış, daha önce kurulan birçok misyon kendisine bağlanmıştır.

1860 yılında Mardin’de bir ibadet yeri ve ortalama 65 kişilik pazar cemaati ile dini çalışmalar başlamıştır.[20](Oktay bozan makale ). Bu bilgiyle birlikte yine aynı hocamızın makalesinde 1967 ‘de Mardin Protestan Kilisesi’nin açıldığı bilgisi bulunmaktadır. Biz şu sonuca varabiliriz: 1860’tan itibaren Mardin’de Protestanların, bir cemaati olmakla beraber dini ibadetlerini yaptıkları mekanlar bulunmaktaydı. 1867 yılına gelindiğinde sabit bir ibadet yeri olan Mardin Protestan Kilisesi kurulmuştur. Kilisenin ilk episloposları Şemmas Saliba ve Cercis bin Abdullah Hadaye’dir. Şemmas Saliba Diyarbakırlı Süryani bir din adamıdır. Cercis bin Abdullah Hadeye ise Mardin Süryani’lerindendir. Daha sonra kiliseye pastör olarak görevlendirilen ilk yerli papaz Abdunnur adlı kişidir.1868 yılında Diyarbakır kendisine bağlı birçok istasyon ile birlikte Mardin istasyonuna bağlanmıştır. Başka istasyonların Mardin istasyonuna bağlanmasıyla ibadet yerleri 13’e, kilise üye sayısı 245’e, kilise sayısı 5’e, Pazar vaazlarına katılan kişi sayısı 850’ye yükselmiştir[21]

1810’da Boston’dan başlayarak yürütülen ve 1839 yılında Mardin’e ulaşan bu misyon günümüz itibariyle Ortadoğu’nun en eski Protestan kilisesini kurmuş oldu. Bu kilise 1860 yılında kurulan, bazı dönemler insanların aktif bir şekilde uğradıkları, bazı dönemlerde ise kimsenin uğramadığı, farklı süreçlerden geçerek günümüze kadar ulaşan Mardin Protestan Kilisesi’dir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi özellikle 1868 yılı ve sonrasında bu kilise aktif olarak kullanılmıştır. 1889 yılında Mardin’e yakın köylerde Protestanlara rastlanması, Mardin misyonuna bağlı kiliselerin ve kilise mensuplarının artmış olması, kilisenin aktif bir şekilde çalıştığının göstergesidir.

1960 yılına kadar farklı dönemlerden geçerek ayakta kalan Mardin Protestan Kilisesi 1960 darbesi ile birlikte kapanmıştır. Bu gün kilisenin pastörü olarak görev yapan Ender PEKER’in ifade ettiği üzere kilisenin kapatılması devlet eli ile olmamıştır. Ancak darbe, kilisenin kapanmasında etkili olmuştur. Bazı gazetelerin Protestanlık hakkındaki haberleri, insanların kiliseye gelmekten çekinmesi, Protestanların Mardin’den göç etmesi Mardin Protestan Kilisesinin kapanmasına sebep oluşmuştur. Mardin’de pastör ile birlikte Protestan cemaatinden kimsenin kalmaması kilisenin 1965 yılında tamamen kapanmasına yol açmıştır.. Göç etmiş olan Protestanların bazı dönemler gelip bakmaları dışında kilisenin kapıları ibadet için açılmamıştır.

İKİNCİ BÖLÜM

MARDİN PROTESTAN KİLİSESİNİN TEKRAR İBADETE AÇILMASI VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Asıl konumuzu teşkil eden bu bölümde bir önceki bölümde tarihi sürecinden bahsettiğimiz Mardin Protestan Kilisesi’nin günümüzdeki durumu ele alınacaktır. Ele alacağımız konular arasında tekrara açılma süreci, kilisenim mensupları, kilisenin mimari yapısı ve şuan yaptığı faaliyetleri bulunmaktadır. Bu bölümü genel olarak yaptığımız gözlemler ve Mardin Protestan Kilisesi pastörü ile yaptığımız röportajlar doğrultusunda yazdık.

2.1.Mardin Protestan Kilisesi’nin Tekrar Açılması

Mardin Protestan kilisesinin Kudüs’teki ve Ortadoğu’daki tüm Protestan kiliselerinden kadim olması ona ayrı bir önemin verilmesini sağlamıştır. Diyarbakır’daki Protestan cemaat tarafından bu zenginliğin farkına varılmış Protestanlık tarihinde önemli bir yeri olan bu kiliseyi tekrar faaliyete geçirmek için çalışmalara başlanmıştır. Kilisenin kapalı olma süreci 2013 yılına kadar devam etmiştir. 2013 yılında Ender PEKER Mardin Protestan Kilisesine pastör olarak atanmıştır. Kendi ifadesi ile tarih tekerrür etmiş, Şemmas Saliba ve diğer görevliler gibi kendiside Diyarbakır’dan aynı amaç ile görevlendirilmiştir.

Daha önce Mardin’e gelip giden Ender PEKER hem kilisenin görevlendirmesi hem de kendi isteği ile Mardin’de pastör olarak çalışmaya karar verdi. 2013 yılı Haziran ayında Mardin’e geldiğinde, kilise uzun yıllar kapalı kalması ve dikkat edilmeden yapılan değişiklikler sonucu harabe haldeydi. Yapılması gereken ilk işlerden bir tanesi, kilisenin restore edilmesiydi. Bu doğrultuda çalışmalara başlandı. Bir proje yapıldı. Kilise resmiyette bir ibadethane olarak geçiyordu. Alınan tüm resmi izinlerden sonra restorasyona başlandı. Bu restorasyonu yapmak ciddi bir maliyet gerektiriyordu. Bu noktada diğer Protestan kiliseleri ile irtibata geçilmiş ve yardım istenmiştir. Yardımların gelişi bir yıl sürmüş ve restorasyona başlanmıştır. Günümüzde, Protestan kiliselerinin kendilerine mali yönden destek olacak bir teşkilatı yoktur. Protestan kiliselerinin bulunduğu yerlerde kilise vakıfları olur. Kilise cemaati ve vakıflar aracılığıyla bu mali ihtiyaç karşılanır. Eğer kilise ile ilgili önemli şeyler yapılacaksa ve maddi desteğe ihtiyaç duyulursa diğer Protestan kiliseleri ile irtibata geçilir. Bu yurt içinde ve yurt dışındaki tüm kiliseler için geçerlidir. Mardin Protestan kilisesi de bunu yapmıştır.

Kilise inşa edildiği dönemdeki haline çevrilmiş, mimari yapısında hiçbir değişiklik yapılmamıştır. Sonradan yapılmış olan sıvalar temizlenip kilisenin taşları ortaya çıkarılmıştır. Restore edilirken kilisenin içinden 1860 yılından kalan eşyalar özenle çıkarılıp temizlenmiştir. Bazıları kilisede tarihi eser olarak durmakta, bazıları pastör tarafından muhafaza edilmekte, bazıları da kullanılmaktadır. Kullanılanlar arasından ABCFM’nin kurulduğu Boston’da üretilen ve Mardin Protestan Kilisesi’ne gönderilen piyano, 1860 yılından kalan vaaz kürsüsü bulunmaktadır, bu kürsüde küçük değişiklikler yapılmış ve şu anda kullanılmaktadır.. Bunlar dışında çocuklar için hazırlanmış kitaplar, birkaç gazete, 1860’ta çevrilmiş olan Türkçe İncil, kilise görevlilerine gelen bazı mektuplar, yapılan sohbet ve programlara ait belgeler ve yine Boston’dan gönderilmiş bazı eşyalar bulunmaktadır.

Mardin Protestan Kilisesi’nin bir buçuk yıl süren restorasyon çalışması bittikten sonra kilise 2015 yılında yapılan bir törenle tekrar ibadete açıldı. Kilisenin açılışına HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Februniye Akyol, Protestan Kilisesi Pastörü Ender Peker, Kırklar Kilisesi Papazı Gabriel Akyüz, Protestan ve Süryani cemaati katıldı. Bu açılış, Protestanlık tarihi açısından önemli bir gelişme olmuştur. Ortadoğu’daki en eski Protestan kilisesi açılmış, Protestanlığın bu bölgede tekrar faaliyet gösterebilme imkanı doğmuştur. Açıldığı günden bugüne geçen dört yıllık sürede kilise, Protestan misyonuna uygun hizmet vermiştir. Her Pazar yapılan ibadet dışında konferanslar, genç Protestanlara yönelik programlar, sosyal faaliyetler, yardımlar ve bunların dışında farklı etkinlikler yapılmıştır. Bununla birlikte hem kilise mensuplar hem de Mardin halkına yönelik Farklı projeler düşünülmektedir. Kilise, Diyarbakır Protestan Kilisesi’ne bağlıdır.

Tekrar açıldığından günümüze kadar kilisede sabit olarak duran din görevlisi Ender PEKER olmuştur. Diyarbakır’dan görevlendirildiği ilk zamanlarda ve restorasyon sürecinde yerli ve yabancı başka yardımcıları olmuştur. Ancak hiçbiri uzun süreli kalmamıştır. Örneğin ilk dönemde Alman bir din adamı gelmiş, Mardin’e alışamadığı için bir yıldan sonra geri dönmüştür. Bu şekilde değişik dönemlerde farklı yardımcılar gelmiş, bulundukları süre boyunca kilise çalışmalarına yardımcı olmuşlardır. Yine her hafta Pazar günü ibadetinde, Diyarbakır’dan bir çift destek olma amacıyla kiliseye gelmekte, bazı program ve bayramlar Diyarbakır Protestan Kilisesi’yle birlikte yapılmaktadır.

2.2.Mardin Protestan Kilisesi Pastörü

Kilisenin Pastörü Ender PEKER, 1981 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Belli bir süreden sonra kendi ifadesiyle bir dini arayış içine girmiş tercihleri doğrultusunda Hristiyan inancını benimsemiştir. Hristiyan olduktan yedi yıl sonra 2011 yılında Diyarbakır’da diyakon olarak görevlendirilmiştir. 2013 yılında Mardin Protestan Kilisesi’ne pastör olarak atanmıştır. Kilise’nin tek din görevlisidir. Mardin’de ikamet etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. Şu an kilisede yardımcı olarak bulunan Michela adında bir bayan bulunmaktadır. Michela, İngiltere’deki bir Protestan kilisesine mensuptur. Orada çocuk öğretmenidir Burada geçici olarak çalışmaktadır. Kilisede yapılan faaliyetlere yardımcı olmakta ve kiliseye gelen ailelerin çocuklarıyla ilgilenmektedir. Kilisenin üst katında, kilise restorasyonuna ek olarak yapılan ve şu an yıkılma kararı çıkarttırılan çocuk odasında çocuklara uygun İncil dersi vermekte ve çocuklarla etkinlikler yapmaktadır.

2.3.Kilise Mensupları

1860 yılında Mardin’de kalabalık bir Protestan nüfusu bulunmaktaydı. Daha sonraki yıllarda Mardin’de bulunan Protestan nüfusu artarak devam etmiştir. Kilisenin Pazar ayinine katılan kişi sayısının artmasından yola çıkarak bu bilgiye ulaşmaktayız. 1960 yılına gelene dek geçen yüz yılda kilise, mensupları sayesinde aktif bir şekilde kullanılmaktaydı. Kalabalık bir cemaat bulunmakta; kiliseye pastör , diyakon gibi din görevlileri atanmaktaydı. 1960 yılında farklı sebeplerden dolayı Protestanlar Mardin’den göç etmek durumunda kalmışlardır. Sayıları sürekli azalmış neredeyse hiç kalmamıştır. Günümüzde eski Protestan cemaatinden kalan iki aile ve bir kişi bulunmaktadır. Bu kişiler daha önce Protestan olmakla birlikte kilisenin kapanması ve bu kilisenin uzun yıllar açık olmaması sebebiyle Ortodoks kilisesine üye olmuşlardır. Bununla birlikte bugün Mardin Protestan Kilisesi vakıf başkanlığı yapmaktadırlar. Bu bilgiler doğrultusunda günümüzdeki kilise mensuplarına bakacak olursak, şu an Mardin’de Pazar ayinine katılan on Protestan bulunaktadır. Bunlar arasında Mardinli olanlar olduğu gibi yabancı olup Mardin’de ikamet edenler de vardır. Pastör ile birlikte Kilise cemaati her Pazar bir araya gelmekte ve ibadet etmektedir. Pazar ibadeti dışında yapılan faaliyetlere katılmaktadırlar.

2.4. Mardin Süryani Protestan Cemaati Vakfı

Kilisenin tekrar ibadete açılması için atılan ilk adımlardan bir tanesi vakıf açmak olmuştur. Resmi yazışmalar, resmi izinler için bu vakfın kurulması gerekiyordu. Vakıf yöneticileri eski Protestan cemaatinden olan kişilerdir. Ancak yukarıda belirttiğimiz üzere uzun bir dönem kilisenin kapalı kalması bu kişilerin Ortodoks kilisesine katılmalarıyla sonuçlanmıştır. Ortodoks olmaları, Protestan vakfına başkanlık yapmalarına engel olmamıştır. Vakıfta, Protestan kilisesi pastörü ile birlikte çalışılmakta, resmi yazışmalar ve izinler pastör tarafından hazırlanıp vakıf aracılığıyla resmi kurumlara ulaşmaktadır.

2.5.Mardin Protestan Kilisesi’nin Mimari Yapısı

Protestan kiliselerinin her yerde aynı olan özel bir mimarisi yoktur. İnşa edilen bölgenin coğrafi yapısına, kültürüne göre bu değişebilir. Bazen bir ev bile ibadethane olarak kullanılabilmiştir. Protestanlar için önemli olan, temel dini ritüellerini yerine getirebilecekleri bir ortam olmasıdır.

Bu anlayış Mardin Protestan Kilisesi’nin yapısına da yansımıştır. Kilise Pastörü Ender PEKER’in ifadesiyle günümüzde kullanılan bu kilisenin ilk başta bir ev olarak inşa edilmiş olabileceği daha sonra kilise olarak kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir.

Tonozları eski Ortadoğu mimarisidir. Taşlar bir birine yaslandırılarak, sıkıştırma usulü ile inşa edilmiştir. Bu mimarinin özelliği altındaki derzler olmasa bile ayakta duruyor olabilmesidir. Bu çok eski bir mimaridir. ‘U’ şeklinde inşa edildiği düşünülen kilisenin yapılan değişiklikler sonucu yarısının bir duvar örülerek ayrıldığı görülmektedir. Duvarın diğer tarafında kalan kısmın tavanında Hristiyanlar için belli bir dönemde sembol olarak kullanılan ve “İsa Mesih Tanrının seçilmiş oğludur” anlamına gelen balık sembolünün bulunması ayrılan bu kısmın daha önce kiliseye bağlı olduğu ihtimalini yükseltmektedir. Bu değişiklikten sonra tam ortadan ayrılmış ve doğuya bakan bir ‘L’ şeklini almıştır. Kilisenin kapısı güneye bakmakta giriş kısmında bir avlu bulunmaktadır. Kilisenin üst katında daha önce Kilisenin Kütüphanesi olarak kullanılan ancak günümüzde kilise vakfı sekreterinin ikamet ettiği bir ev bulunmaktadır. Yine üst katında restorasyon sürecinde yapılan ancak şu an yıkılma kararı çıkarttırılan küçük bir çocuk odası bulunmaktadır.

Kilisenin iç kısmı, ibadetlerin yerine getirilmesine uygun şekilde düzenlenmiştir. Girişte ilk karşılaştığımız kısım misafirlerin oturduğu kısmıdır. Hemen yan tarafında kilise pastörünün masası ve oturduğu yer vardır. Biraz ilerisinde ibadet platformu denilen, diğer kısımlara göre biraz daha yüksek yapılan ve ibadetin yönetildiği, ilahilerin söylendiği, pastörün giriş duaları yaptığı, vaaz eden kişinin, vaaz yaparken bulunduğu kısım vardır. Bu kısımda müzik aletleri 1860 yılından kalan piyano, vaaz kürsüsü bulunmaktadır. Vaaz kürsüsünün sağında ve solunda evheristiya ayininde kullanılan tabak ve şarap kasesi, ortasında vaazda okunmak üzere kutsal kitap bulunmaktadır. Ayrıca vaftiz sakrementinin uygulandığı kısım burada bulunmaktadır. İbadet platformunun güneye bakan duvarında haç vardır. İbadet platformu, pastörün ifade ettiğine göre daha önce kilisenin güney kısmında kuzeye bakıyordu ve tahtadan yapılmıştı. Kilisenin restorasyonu sonucu zaten yıkılmak üzere olan bu kısım yıkılmış ve daha kullanışlı olacağı düşüncesiyle günümüzdeki yerine alınmıştır. İbadet platformunun tam karşısında cemaatin ibadet sırasında oturduğu yer ve ibadet salonu denilen kısım vardır. Burası 200 kişiliktir. Cemaatin yönü ibadet platformuna doğru olacak şekilde düzenlenmiştir.

 

2.6.Kilisenin Yaptığı Faaliyetler

2.6.1.Pazar İbadeti

Mardin’deki Protestan cemaat her Pazar kilisede toplanmakta ve haftalık ibadeti yerine getirilmektedir. Pazar ibadeti pastörün Zebur’dan bir Mezmur okumasıyla başlar. Ardından gitar ve farklı müzik aletleri ile ilahi söylenir. Genelde 6-7 ilahi söylenir ve her ilahiden sonra 40 saniye durulur. Bu arada sesli dua etmek isteyen sesli dua eder, içinden dua etmek isteyen içinden dua eder sonra diğer ilahiye geçilir. İlahiler; konuşulan dilde, pastörle birlikte cemaat tarafından ayakta söylenir. Katıldığımız ibadetlerde Kürtçe ve Türkçe ilahiler söylenip, dualar edildiğini gözlemledik. İlahilerden sonra vaaza geçilir. Ardından ekmek ve şarap ayinine geçilir. Bu ayini 12 yaşına gelmiş ve vaftiz olan her Protestan yapar. Bu uygulama, Protestanları diğer mezheplerden ayıran bir uygulamadır. Çünkü diğer mezheplerde çocuk doğar doğmaz vaftiz edilir. Bu ayin, ekmeği şaraba bandırarak ya da ekmekten biraz aldıktan sonra şarap kasesinden şarap içerek gerçekleştirilir. Ayinde şarabın kullanılması şart değildir. Şart olan üzüm suyunun kullanılmasıdır. ayinden sonra kilise bütçesine destek olmak adına ondalık toplanır. Herkes kazancının yüzde onunu kiliseye bağışlıyor. Bu, ibadetin bir parçası olup Tanrı’ya şükranın bir ifadesidir. Ardından pastör tarafından kutsama duası yapılır ve bu şekilde Pazar ibadeti sonlanmış olur. Protestan kiliselerinde bu ibadetlerin belli ve değişmez bir sırası yoktur. Ancak Mardin Protestan Kilisesi’nde genel olarak sıralama bu şekildedir.

2.6.2.Noel Bayramı

Noel Bayramı Hristiyanların 25 Aralık tarihinde Hz İsa’nın doğumunu kutladıkları bayramdır. Diriliş bayramı ve Kutsal Doğuş olarak da isimlendirilir. Mardin Protestan Kilisesinde 56 yıl sonra ilk defa 2016 yılı 25 Aralık tarihinde Diriliş Bayramı kutlandı. Dört yıl boyunca açık olan kilisede sadece bir defa yapılmış olmasının sebebi kilisenin restorasyon sürecinde olmasıdır.

2.6.3.Paskalya Bayramı

Paskalya bayramı Hristiyanlar için en az Noel Bayramı kadar önemli bir bayramdır. Paskalya Bayramında Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra üçüncü gün dirilmesi kutlanır. 2016 Nisan ayında Mardin Protestan Kilisesi tarafından Paskalya bayramı kutlandı. Kırklar Kilisesinde(Ortodoks Kilisesi) bir ayinle başlayan ve Protestan Kilisesinde devam eden bir programla bu bayram kutlandı. Paskalya Bayramında mum yakıldı, ilahiler okundu, inciden bölümler okundu ve diriliş temalı tiyatro gösterisi yapıldı. Bu yıl Mardin Protestanları, Paskalya Bayramını Diyarbakır Protestan Kilisesi ile birlikte kutladı

Bunlar Protestanların inançları ile ilgili olan temel ibadet ve bayramlardır. Bunların dışında kilise olarak farklı faaliyetler yapılmaktadır.

2.6.4. İncil Sohbeti

Her Cuma temel ibadetler dışında, Mardin Protestan Kilisesi’ne özgü İncil sohbeti yapılmaktadır. Sohbet akşam yedide başlayıp saat onda bitmektedir. Bu sohbette neler yapıldığına gelirsek; ilk önce kendisine dua edilmesini isteyenler, dualarını ifade eder. Bu dualar cemaattekilere dağıtılır. Kime hangi dua düşmüşse o duayı eder. Daha sonra ayakta ilahiler söylenir ve Pazar ibadetinde olduğu gibi ilahi aralarında dua edilir. İlahi faslından sonra sohbete geçilir. Sohbette ilk önce bir konu belirlenir, belirlenen konu ile ilgili Kutsal Kitap’tan ayetler seçilir, sohbetteki herkes bir ayet okuyup ne anladığını anlatır, karşılıklı fikir alış verişi yapılır, son olarak duayla bitirilir. Bu sohbeti diğerlerinden farklı kılan, sohbete sadece Protestanların katılmamasıdır. Yapılan bu İncil sohbetine Katolik ve Ortodoks kiliselerine mensup aileler de katılmaktadır. Bu kişiler Pazar ibadetlerinde kendi kiliselerine gitmekle beraber Cuma günü yapılan bu sohbette bulunmaktadır. Bu görüntü Hristiyanlar için her yerde karşılaşılamayan bir görüntüdür. Ayrıca bu, üç mezhep arasındaki uzaklıkların, Mardin’de aşılabildiğinin göstergesidir.

2.6.5. Yapılan Sosyal Faaliyetler

Yapılan sosyal faaliyetlerin merkezinde ‘Merhamet Hizmeti’ dedikleri yardım faaliyetleri vardır. Pastör Ender PEKER’in ifadesi ile Merhamet Hizmeti, Protestan kiliselerinin İncil’de geçen ayetlerden yola çıkarak önem verdiği bir hizmettir. Tüm Protestan kiliseleri bu hizmete aynı ölçüde önem verir ve nerede muhtaç insan varsa ona yardım edilir. Bu Merhamet Hizmeti doğrultusunda dört yıl içerisinde farklı yardımlar yapılmıştır. Suriye’de çıkan iç savaş sonucu Türkiye’ye gelen ve mülteci konumuna düşen insanlara yardım edilmiştir. Mardin ve Kızıltepe’ye gelen mültecilerin belirlenmesi için beş buçuk ay çalışılmış, evler tek tek ziyaret edilmiş yapılabilecek yardımlar tespit edilip raporlar hazırlanmıştır. Bu raporlar diğer Protestan kiliselerine ulaştırılıp yardımlar toplanmıştır. Toplanan yardımlar ile yaklaşık 1000 aileye elbise, gıda, battaniye yardımı yapılmıştır.

Aynı şekilde Şengal olaylarında kaçıp gelen Yezidiler’e yardım amacıyla İstanbul Protestan Kilisesi pastörü ile irtibata geçilip yardım başlatılmıştır. İstanbul Protestan Kilisesi pastörü Mardin’e gelmiş, birlikte gözlem yapılmış ve yardım faaliyetleri için ilk adım atılmıştır. Şırnak, Silopi, Midyat ve Mardin’deki kamplar ziyaret edilmiştir. Bununla birlikte Irak’taki insanların durumunu öğrenmek için Duhok ve Zaho’ya gidilmiştir. Yapılan bu izlenimlerden sonra proje yapılmış, diğer Protestan kilseleri ile irtibata geçilmiş ve yardımlar başlatılmıştır. Kilise tarafından görevlendirilen bir komisyonla birlikte Mardin Protestan Kilisesi Pastörü, Zaho ve Duhok’a on iki sefer gittiğini ifade etmiştir. Bu insanlara ihtiyaçları doğrultusunda çadır, giyecek, yiyecek ya da başka şeylerle yardımlarda bulunulmuştur. Yapılan yardımlar rapor edilip aynı amaç ile kurulmuş olan komisyona veriliyordu. Bu yardım komisyonu, Mardin Protestan Kilisesi’nin başlattığı bir faaliyettir. Kilisenin, olayların yaşandığı bölgeye yakın olması bunu sağlamıştır. Şu an Mardin olarak bu yardımlar durdurulmuş ancak Mardin Protestan Kilisesi’nin başlattığı bu yardım faaliyetleri diğer Protestan kiliseleri tarafından devam edilmektedir. Bu yardımlar kurumsallaşmış ve ‘Protestan Kiliseleri Merhamet Kurulu’ olarak adlandırılmıştır. Bu dernek yedi papazdan oluşmaktadır. Bir havuz oluşturulmuş yardım etmek isteyenler o havuza para aktarmakta ve bunlar yardım olarak insanlara ulaşmaktadır.

Mardin Belediyesi’nin Sosyal İşler Müdürlüğü’ne isimlerini yazdıran muhtaç ailelere yardımlar yapılmaktadır.

2.6.6.Diğer Faaliyetler

Bunlar dışında Mardin halkına ve Protestanlara yönelik sosyal faaliyetler yapılmaktadır. Mardin’e uluslararası bir gurup çağrılmıştır. Bu gurubun içerisinde farklı konularda uzman olan ve gösteri yapan kişiler bulunmaktaydı. Amerika karate gurubu, dans gurubu, en genç illizyon şampiyonu, tek tekerlekli bisiklet şampiyonu bu program dâhilinde gösteri yapanlardan bazılarıdır. Bu gösteri Mardin’de iki noktada ve halka açık yapıldı. Bu organizasyonun maliyetini, Mardin Protestan Kilisesi karşılamamıştır. Proje yapılmış ve sunulmuştur. Bu proje kabul görmüş ve uygulanmıştır. Ayrıca guruptakilerin Protestan olması bu işi gönüllü olarak yapmalarını sağlamıştır.

Bunların dışında seminerler, genç ptotestanlara yönelik konferenslar yapılmaktadır. Bu sene, batıdan gelen kilise gençleri Mardin’de ağırlandı. Gelen gençler manastırda kaldı. Orada yattılar, yemek yediler, yarım gün ibadet ettiler. Bu da Mardin’deki Protestan ve Ortodoks kiliselerinin birlikte yaptıkları faaliyetlerden bir tanesidir. Yine bu sene yarıyıl tatilinde Protestan gençlere yönelik program yapıldı. Onlar için kilisede ibadet ile birlikte konferans yapıldı. Bu programa, Türkiye’nin birçok yerinden Protestan katılmıştı. Bununla birlikte çoğunluk gençlerden oluşuyordu. İbadet, şofara üflenerek başladı. Pastör giriş konuşması yaptıktan sonra Zebur’dan Mezmur okudu. Ardından Moldova’dan gelen ilahi gurubunun yaptığı sözsüz müzik eşliğinde dualar edildi. Daha sonra vaaz yapıldı, ondalık toplandı ve Moldova’dan gelen pastörün kutsama duası ile son buldu. Evheristiya ayini, kalabalık olmasından dolayı yapılmadı.

Mardin Protestan Kilisesi tekrar açıldığından bu güne geçen dört yıl içerisinde farklı faaliyetler yapmıştır. Kendi dini ibadetleri olarak pazar ayini sürekli yapılır. Dini bayramları olan Noel ve Paskalya Bayramı kutlanır. Bunlar Mardin Protestanları için yapılan ve sabit olan dini ritüellerdir. Buların dışında Mardin Protestan Kilisesi’ne has yapılan Cuma İncil sohbeti, yardım faaliyetleri, konferans ve seminerler yapılmaktadır.

Mardin Protestan kilisesi pastörü Ender PEKER’in ifadelerine göre hem Mardin halkı hem de Protestanlar için başka faaliyetler düşünülmektedir. Üniversite ve Lise öğrencileri için İngilizce kursu, yurt dışından farklı guruplar çağırılarak halka açık etkinlikler yapmak düşünülen ve projeleri yapılan çalışmalardır.

Bu yıl 31 Ekim’de Protestanlığın 500. Yılı olması hasebiyle Mardin Protestan Kilisesi olarak büyük bir programın yapılması düşünülmektedir. Bu programın halka açık ve büyük bir salonda yapılması düşünülüyor. Moldova’dan gelen ilahi gurubu ya da Yurt dışından başka ilahi guruplarının çağrılması düşünülüyor.

 

SONUÇ

Sonuç olarak; Hristiyanların üç önemli mezhebinden biri olan ve reform hareketi ile ortaya çıkan Protestanlık, farklı bölgelere yayılmış ve bu mezhebin mensupları gittikleri yerlerde farklı faaliyetler yapmıştır. Dini misyonları doğrultusunda hem Hristiyanlara hem de farklı inançtaki insanlara yönelik çalışmalar yapmışlardır. Kendi ifadeleri ile insanları aydınlatmak adına büyük projeler dâhilinde çalışmışlardır. Kurulan misyonerlik teşkilatları vasıtasıyla gidilen yerlerde oluşturulan yardım kuruluşları dışında hastaneler, okullar, yaşlı evleri, kiliseler inşa etmişlerdir.

Bu misyonerlik faaliyetlerinin bir yansıması da Mardin Protestan Kilisesi olmuştur. Protestanlar zaten Hristiyanların bulunduğu Mardin’e gelmiş hem Hristiyanlara hem de farklı inançlara mensup insanlara yönelik çalışmalar yapmıştır. İlk dönemde Mardin’de Protestanlığı en çok benimseyenler Süryaniler olmuş, ilk cemaat Süryanilerden oluşmuştur. Uzun bir dönem Protestan cemaati sayısı artarak Mardin’de yaşamış öyle ki Mardin’in köylerinde bile Protestanlarla karşılaşılmıştır. Daha sonra farklı sebeplerden dolayı hem Protestan misyonerliği tarafından kurulan istasyon hem de kilise kapanmıştır. Bu, Protestan cemaatinin göç etmesine sebep olmuş, kalan birkaç ailenin de Süryani Ortodoks kilisesine üye olmasıyla sonuçlanmıştır.

2013 yılında Ender PEKER tarafından aynı amaçla tekrar açılan Mardin Protestan Kilisesi dört yıldır açık olup hem tarihi eser özelliği ile ziyarete açıktır hem de Mardin’de yaşayan Protestanlar tarafından ibadethane olarak kullanılmaktadır.

EKLER

Mardin Protestan Kilisesi’nin restorasyon öncesi görüntüsü:
Mardin Protestan Kilisesi’nin restorasyondan sonra ibadet salonu:
1860 yılından kalan bazı eşyalar:
Mardin Protestan Kilisesi’nin giriş kapısı ve avluya açılan kapısı:
Kilise’nin restorasyonu sürecinde Pastör Ender Peker ve ailesi:

KAYNAKÇA

Adam, Baki, Dinler Tarihi, Grafiker Yay., Ankara 2015.

  1. Barton, James, Türkiye’de Gündoğumu, Yeditepe yay., İstanbul 2010.

Olgun, Hakan,. Luther ve Reformu Katolisizm’i Protesto, Eskiyeni yay.., Ankara 2016.

  1. w. Hopkins, G. F. Moore, M. Halidi, Ö. Ferruh, Tarihte ve Günümüzde Misyonerlik, Örgün yay. İstanbul 2006.

Çabuk, Mustafa, Maraş’ta Misyoner Faaliyetleri ve Misyoner Okulları, Ukde yay, Kahraman Maraş 2008.

Bozan, Oktay, “19. Yüzyılın İkinci Yarısında Mardin’de Amerikan Misyonerlerin Faaliyetleri”, e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı 12, Kasım 2014.

Özcoşar, İbrahim, “19. Yüzyılda ABD Misyonerlerinin Mardin Süryanilerine Yönelik Faaliyetleri”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, c .5, Sayı 18,Güz 2006.

Erbaş, Ali, “Protestan Reformu ve Martin Luther”, Dinler Tarihi Araştırmaları-3, Haziran 2001.

Ender PEKER, 1981-Mardin.

Dipnotlar

[1] Adam Baki, Dinler Tarihi, Grafiker yay., Ankara 2015, s.187.

[2] Erbaş Ali, “Protestan Reformu ve Martin Luther”, Dinler Tarihi Araştırmaları-3, Haziran 2001, s. 205

[3] Adam Baki, a.g.e., s.188.

[4] Adam Baki, a.g.e., s. 188.

[5] E.w. Hopkins, M. Hâlidî, G. F. Moore, Ö. Ferruh, Tarihte ve Günümüzde Misyonerlik, örgün yay., İstanbul 2006, s. 7.

[6] Çabuk Mustafa, Maraş’ta Misyoner Faaliyetleri ve Misyoner Okulları, Ukde yay., Kahramanmarş 2008, s. 37.

[7] Çabuk Mustafa, a.g.e., s. 43.

[8] Çabuk Mustafa, a.g.e., s. 44.

[9] Çabuk Mustafa. A.g.e., s. 44.

[10] L. Barton James, Türkiye’de Gündoğumu, Yeditepe Yayını, Boston 1908, s. 97.

[11] L. Barton James, a.g.e., s. 98.

[12] L. Barton James, a.g.e., s. 97-98.

[13]L. Barton James, a.g.e., s.100.

[14] Bozan, Oktay, “19. Yüzyılın İkinci Yarısında Mardin’de Amerikan Misyonerlerinin Faaliyetleri”,   Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı 12, Kasım 2014, s.25

[15] Bozan Oktay, a.g.m., s. 27

[16] Bozan Oktay, a.g.m., s. 27

[17] The Missionary Herald, 1856, 52. bölüm

[18] Özcoşar, İbrahim, “19. Yüzyılda ABD Misyonerlerinin Mardin Süryanilerine Yönelik Faaliyetleri”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, c.5, Sayı 18, Güz 2006, s.146.

[19] Özcoşar İbrahim, a,g,m, s. 149

[20] Bozan Oktay, a.g.m., s. 27.

[21] Bozan, Oktay, a.g.m., s. 29.